Edessa’dan Doğubayazıt’a Uzanan Bir Yolculuk
15-18 Mayıs 2025 tarihleri arasında, Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 5. Uluslararası Türkoloji Araştırmaları Sempozyumu’na katılmak üzere Muş’a doğru yola çıktık. Bu sempozyumda, Arap edebiyatının dikkat çeken çağdaş yazarlarından Zahran el-Kasımi’nin "Son Umut" adlı romanı üzerine hazırladığım “Zahran el-Kasımi’nin Son Umut Adlı Romanında Kod Değişimi (Code-Switching)” başlıklı bildirimi sundum. Bildiride, romanın çokdilli yapısı ve karakterlerin sosyal kimliklerini ortaya koyan dilsel geçişler üzerine odaklandım. Gerek sunumlar, gerekse diğer katılımcılarla yapılan tartışmalar, akademik açıdan oldukça verimliydi.
Sempozyumun ardından bu akademik atmosferi doğayla harmanlama isteğiyle, birkaç arkadaşımla birlikte kısa ama dopdolu bir geziye çıktık. İlk durağımız Mercimekkale civarıydı. Muş Ovası’na hâkim bir noktada yer alan bu antik kalenin eteklerinde kısa bir yürüyüş yapıp, Muş Barajı çevresinde kamp kurduk. Gecenin serinliğine eşlik eden yıldızlar altında, doğanın içinde sade bir akşam geçirdik.
Ertesi gün rotamızı Bitlis’e çevirerek Nemrut Krater Gölü’ne ulaştık. Kraterin etkileyici doğası, gökyüzüyle birleşen mavi suyu ve çevresindeki yeşil dokuyla tam anlamıyla nefes kesiciydi. Burada geçirdiğimiz birkaç saat, şehrin telaşından uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak için eşsiz bir fırsattı.
Akşam saatlerinde Tatvan’a ulaştık. Van Gölü’nün kıyısındaki bir restoranda yediğimiz yöresel akşam yemeğiyle hem yorgunluk attık hem de Bitlis mutfağının lezzetlerini keşfettik. Tatvan’dan sonra Adilcevaz’a geçtik ve göl kıyısındaki Kıztaşı Halk Plajı’nda çadırlarımızı kurduk. Gecenin sessizliği ve suyun kıyıya vuran sesi, bu kısa kampı unutulmaz kıldı.
Gezimizin sonraki durağı, tarih ve mimarinin eşsiz bir buluşma noktası olan Doğubayazıt’taki İshak Paşa Sarayı oldu. Sarayın avlusunda dolaşmak, taş işçiliğinin zarafetini ve geçmişin izlerini hissetmek oldukça etkileyiciydi. Her bir duvarın, her bir sütunun anlatacak bir hikâyesi vardı adeta.
Son gün, 18 Mayıs’ta Van merkez üzerinden Urfa’ya dönüş yoluna çıktık. Yol boyunca, yaşadığımız coğrafyanın zenginliği ve çeşitliliği üzerine düşündüm. Bir akademik sunumla başlayan bu yolculuk, hem zihnimi hem de ruhumu besleyen bir deneyime dönüştü.
Bu tür yolculukların, sadece bilimsel etkinlikleri değil, aynı zamanda yolda olmayı, keşfetmeyi, yeniden bağ kurmayı da mümkün kıldığını bir kez daha fark ettim. Akademinin kapısından çıkıp doğaya, tarihe ve insana yönelmek; bir bildiriden yola çıkıp birçok hatıra biriktirmek... İşte bu da bilginin bir başka türdeki dolaşımıydı.
الرّحلة من إديسا إلى دوغو بايزيد
في الفترة ما بين 15 و18 مايو 2025، انطلقنا إلى مدينة موش للمشاركة في "الندوة الدولية الخامسة لأبحاث التركولوجيا" التي استضافتها جامعة موش ألب أرسلان. في هذه الندوة، قدّمتُ مداخلتي التي أعددتها حول رواية "تغريبة القافر" للكاتب العماني المعاصر البارز زهران القاسمي، تحت عنوان: "التناوب اللغوي في رواية زهران القاسمي "تغريبة القافر". ركّزتُ في المداخلة على البنية المتعددة اللغات للرواية وعلى الانتقالات اللغوية التي تكشف عن الهويات الاجتماعية للشخصيات. لقد كانت العروض والمناقشات مع المشاركين الآخرين مثمرة للغاية من الناحية الأكاديمية
وبعد الندوة، وبرغبة في مزج الأجواء الأكاديمية بالطبيعة، خرجتُ مع عدد من الأصدقاء في رحلة قصيرة لكنها غنية بالتجارب. كانت محطتنا الأولى في منطقة مرجميك قلعة. قمنا بنزهة قصيرة عند سفح هذه القلعة الأثرية المطلة على وادي موش، ثم نصبنا خيمتنا بالقرب من سد موش. أمضينا سهرة بسيطة وسط الطبيعة تحت النجوم المتلألئة في برد الليل
في اليوم التالي، توجهنا نحو بتليس ووصلنا إلى بحيرة نمرود البركانية. كانت الطبيعة الخلابة للفوهة، والمياه الزرقاء التي تلامس السماء، والنباتات الخضراء المحيطة بها، جميعها مشاهد تأسر الأنفاس. وقد كانت الساعات القليلة التي قضيناها هناك فرصة نادرة للابتعاد عن صخب المدينة والانفراد بالطبيعة
مع حلول المساء، وصلنا إلى تطوان. تناولنا عشاءً محليًا في مطعم على شاطئ بحيرة فان، فخفّ تعبنا واكتشفنا نكهات مطبخ بتليس. ثم توجهنا إلى أديلجواز، ونصبنا خيامنا على شاطئ كيزطاشي الشعبي. لقد جعل صمت الليل وصوت المياه المتلاطمة على الشاطئ هذه التجربة القصيرة لا تُنسى
أما المحطة التالية في رحلتنا فكانت قصر إسحاق باشا في دوغو بايزيد، حيث يتلاقى التاريخ مع العمارة في مشهد فريد. التجوّل في فناء القصر، والشعور بروعة النقوش الحجرية وآثار الماضي، كان أمرًا مؤثرًا للغاية. وكأن كل جدار وكل عمود يحمل قصةً يرويها
وفي اليوم الأخير، 18 مايو، بدأنا رحلة العودة إلى أورفا مرورًا بمركز مدينة فان. وعلى طول الطريق، تأملتُ في ثراء وتنوّع الجغرافيا التي نعيش فيها. لقد تحوّلت هذه الرحلة، التي بدأت بمداخلة أكاديمية، إلى تجربة غذّت فكري وروحي معًا
أدركتُ مرة أخرى أن مثل هذه الرحلات لا تتيح فقط المشاركة في الفعاليات العلمية، بل تفتح أيضًا أبواب الاكتشاف وإعادة التواصل مع الذات والآخرين. الخروج من أسوار الأكاديمية والانفتاح على الطبيعة والتاريخ والإنسان؛ والانطلاق من مداخلة واحدة نحو ذكريات كثيرة… هذا هو شكل آخر من أشكال تداول المعرفة