
Babamı Kim Öldürdü
Édouard Louis
Édouard Louis’nin Babamı Kim Öldürdü kitabı, kısa hacmine rağmen oldukça yoğun bir anlatı sunuyor. Louis, babasına hitaben yazdığı bu metinde hem kişisel bir hesaplaşma yapıyor hem de doğrudan siyasetçilere seslenerek sorumluluk yüklüyor. Yazar, babasının yoksulluk, iş kazaları ve sosyal yardım kesintileriyle örselenmiş bedenini merkeze alıyor ve şu soruyu sorduruyor: Bir insanı erken yaşta yıpratan şey sadece bireysel tercihler midir, yoksa devletin aldığı kararlar da onun ömrünü kısaltır mı?
Kitap, sınıf meselesini soyut bir kavram olarak değil, doğrudan nefes darlığı, kısıtlanan hareket, alınamayan ilaçlar üzerinden somutlaştırıyor. Erkeklik kalıplarının ve taşra hayatının daraltıcı etkisi de bu tabloya ekleniyor. Yalın, kesik kesik ama vurucu cümlelerle ilerleyen metin, hem bir evin mutfağına hem de meclis kürsüsüne aynı anda ışık tutuyor.
Okur için çarpıcı olan nokta şu: Politik kararlar, bir ailenin gündelik yaşamına, sofraya, babanın ömrüne kadar iniyor. Bu yüzden Louis’nin metni sadece kişisel bir anı değil, aynı zamanda politik bir çağrı. Kısacık ama etkisi uzun süre devam eden bir okuma deneyimi.