Genç Adam

Annie Ernaux’nun Genç Adam (Le Jeune Homme) adlı kısa anlatısı, yazarın edebiyatındaki tipik temaların -hafıza, beden, sınıf ve kadınlık deneyimi- bir yansıması. Ernaux burada kendisinden çok daha genç bir erkekle yaşadığı ilişkiyi merkeze alıyor.

Metin, kişisel bir aşk hikâyesinden öte, zamanın ve toplumsal konumların iki kişi arasındaki dengesizliğini gözler önüne seriyor. Yazar, bir yandan geçmişine -özellikle de işçi sınıfı köklerine- geri dönme duygusunu yaşarken, diğer yandan kadın olarak yaşlanmanın bedensel ve toplumsal etkilerini sorguluyor. “Genç adam” sadece bir sevgili değil; Ernaux’nun hafızasında eski mekânlara, unutulmuş sınıfsal deneyimlere ve kendi kadınlık hâllerine açılan bir kapı işlevi görüyor.

Üslup yine Ernaux’nun alıştığımız gibi yalın, doğrudan ve itiraf niteliğinde. Okur, romantik bir aşk hikâyesinden ziyade, toplumsal belleğin ve bireysel arzunun nasıl iç içe geçtiğine tanıklık ediyor. Kitap, yaş farkı, sınıf farkı ve cinsiyet farkı üzerinden, ilişkilerin ne kadar politik ve tarihsel bir zemine oturduğunu hatırlatıyor.

Kısacası: Genç Adam, Ernaux’nun edebiyatında süreklilik gösteren “yaşanmış olanı yazıya dönüştürme” çabasının güçlü bir örneği. Hem mahrem hem toplumsal, hem duygusal hem analitik. Okurunu kısa ama yoğun bir hesaplaşmaya davet ediyor.